top of page
Yazarın fotoğrafıBusra Gokova

Bugün Enflasyonda Tansiyon Yükselebilir: Dolar/TL Yeni Zirveye Göz Kırpıyor




USDTRY


Teknik olarak baktığımızda yükseliş eğiliminin devam ettiğini görüyoruz. Kısa vadede geri çekilme beklemiyoruz.


Aşağıda 11,90 seviyesinin kırılması halinde önce 10,70 ve arkasından 9,10’a doğru düşüş görülebilir.


Yukarıda ise 13,95 seviyesinin üzerinde önce 15,00 ve arkasından 17,00’ye doğru alımlar güçlenebilir.



Dünya genelinde enflasyonun hâlâ yüksek seyrettiğini ve 2022’nin en az ilk 6 ayında da yükseliş eğiliminin devam edeceğini görüyoruz. Bu ortamda özellikle son dönemde yaşanan kur artışlarının Türkiye’de TÜFE üzerinde ciddi etkilerini yaşayacağız. TCMB son enflasyon raporunda kur artışlarının gıda ve temel mal grupları üzerinde etkilerinin görülmediğini söylemişti. 23 Eylül’de TCMB’nin ilk faiz indiriminde 8,64 olan dolar/TL’nin şu an 13,38’e geldiğini izliyoruz. Kurda bu süreçte yaklaşık %55’lik bir artış meydana geldi. Bunun enflasyona 7-8 puan yansımasını yayılım etkisini de değerlendirdiğimiz de 11-12 puanlık enflasyona sebep olacağını görüyoruz. Yani eğer kur bu seviyelerde (13,38) kalır ise 2022’de yurt içinde %31-32 civarında kalıcı enflasyon oluşacaktır. Şu süreçte kurdaki yükseliş eğiliminin devam edeceğini de düşündüğümüzde Türkiye’nin ciddi bir enflasyon sarmalına girdiğini, bunun diğerleriyle benzer olmadığını ve artık 90’lı yıllarda olduğu gibi yüksek kalıcı enflasyona hazır olmamız gerektiğinin uyarısını yapalım.

Enflasyonda detaylara baktığımızda tarım ürünleri üretici fiyat endeksinde artış sürerken tarımsal girdi endeksinde de artış yaşanmakta. Bu yıl kuraklığın etkisiyle birçok mahsulde rekolte düşüklüğü beklenirken gıda fiyatlarındaki yükselişin sürmesini bekleyebiliriz. Küresel piyasalarda enerji fiyatları devam ederken eşel mobil sisteminde fiyatların tavana çıkması dünyada artan petrol ve dolar kurunun yükselmesi ile mazot, benzin ve otogaza yapılan zamlar özellikle ulaşım kaleminde enflasyon yaratmaya devam edecektir. Gıda enflasyonun en yüksek iki kalemi olan süt ve ekmek fiyatlarına yapılan zamlar gıda enflasyonunun da beklentilerin üstüne taşınmasına neden olabilir. Ayrıca son dönemde hem konut fiyatlarında hem kira fiyatlarında gördüğümüz artışlar konut enflasyonunu yukarı taşıyor. Bundan sonraki süreçte özellikle kur artışlarının ithal girdi maliyetlerindeki yüksek fiyatlamaları tetiklemesi enflasyonda çok daha sert yükselişlere sebep olabilecektir. Ayrıca kurdaki artışın temel mal grupları üzerindeki etkisi önümüzdeki aylarda artacaktır.

Kasım ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde %21,09 seviyesine yükseleceğini tahmin ediyoruz. Ekim ayı enflasyonu %19,89 gerçekleşmişti. Gelen faiz indirimi reel faizleri negatife çekerken diğer ülkelerden giderek ayrışan bir reel faiz döngüsüne girdik. Yılbaşında tek pozitif reel faiz veren ülke iken şu anda hızla reel faizlerde diğer ülkelerin altına inmemiz yurt içine sermaye akımlarını durdururken ayrıca yurtiçinden çıkışları hızlandırmakta. ÜFE’deki artışın devam etmesi ve kurun birikimli etkilerinin de devreye girmesiyle enflasyonda artışın devam etmesini sağlayabilir.

Merkez Bankası 18 Kasım’da gerçekleştirdiği son toplantısının 25 Kasım’da yayınlanan Para Politikası Kurulu toplantı özetlerinde;

İşlenmemiş gıda grubunda taze meyve-sebze fiyatlarının azaldığı ifade edilirken rekolte kaybı, kur gelişmeleri, girdi maliyetleri ve kuraklığın etkisiyle bakliyat, süt ve patates fiyatlarında artışın dikkat çektiği kaydedildi. Genele yayılan fiyat artışlarının gözlendiği işlenmiş gıdada uluslararası ve yurt içi buğday fiyatlarındaki olumsuz seyrin ekmek ve tahıllar grubunda fiyat artışlarını tetiklediği belirtildi. TCMB, uluslararası enerji fiyatlarının yükseldiğini ve kurdaki yükselişle birlikte enerji kaleminde enflasyonun önemli ölçüde arttığını söylerken bu durumun akaryakıt, tüp gaz ve katı yakıt kalemlerinde baskın bir şekilde izlendiğine vurgu yaptı. Temel mal grubu fiyatlarının aylık bazda artmasına rağmen yıllık bazda azaldığı ifade edilirken dayanıklı mal gruplarının da azaldığı ancak giyim ve ayakkabı grubunda ise yükselişin gözlendiği söylendi. Dayanıklı mal fiyatlarında beyaz eşya fiyatlarındaki artış belirleyici olurken, mobilya ve otomobil kalemlerindeki ılımlı seyir grup aylık enflasyonunu sınırlamıştır denildi. Hizmet grup enflasyonunda Ekim ayında yıllık enflasyon, lokanta-otel ve kirada yükselirken haberleşme hizmetlerinde yatay seyretmiş, ulaştırma ve diğer hizmetlerde gerilediği belirtilmiştir. Lokanta-otel grubunda gözlenen yüksek fiyat artışları, gıda fiyatlarındaki görünüm ve geçici KDV indirimlerinin sona ermesinin de etkileriyle hizmet enflasyonunun olumsuz etkilendiğinin altı çizildi.

Ağustos ayına ilişkin piyasada enflasyon beklentileri aylık bazda %3’te oluşurken yıllık beklenti %20,70’te oluşmakta. Geçen yılın aynı döneminde en fazla çeşitli mal ve hizmetler kaleminin arttığı görülürken Hiçbir kalemde düşüş yaşanmamıştı.

Acar Menkul Değerler olarak enflasyonun beklentilerin üzerinde yıllık bazda %21,09 geleceğini tahmin ediyoruz.

Enflasyonda gıda ve enerji fiyatlarında artışın devam ederek enflasyonu yukarı çekmeye devam edeceğini düşünüyoruz. Bu ay özellikle konut ve kira fiyatlarındaki yükselişin enflasyonu olumsuz etkilediğini izliyoruz. Enflasyona puansal katkının en fazla olacağı grup konut grubu olacaktır. Bunu enerji ve gıda kalemi takip edebilir. Özellikle bu iki grubun baz etkisi değerlendirildiğinde yıllık bazda herhangi bir katkı beklemiyoruz. Ancak bu grupta enflasyon beklentileri aşar ise daha yüksek enflasyon görebiliriz. Kurdaki sert yükselişin gıda ve temel mal grupları üzerinde olumsuz katkı yapmaya başladığını izleyeceğimiz bu ay sonrasında enflasyonda yükselişin hızlanmasını bekliyoruz. Ancak özellikle gıda fiyatları, petrol fiyatları ve kurdaki gelişmeler önümüzdeki dönemlerde enflasyon üzerinde belirleyici olmayı sürdürecektir. Diğer merakla beklediğimiz unsur ise ÜFE-TÜFE arasındaki makasın açılarak devam ediyor olması. Şu anda ülkemizde hem talep kaynaklı hem arz kaynaklı enflasyon görülmekte. ÜFE 2021 yılının Ekim ayında %46,31 olarak gerçekleşmişti. ÜFE-TÜFE arasındaki makas %26,33 iken (46,31 -19,98 = 26,33) bu maliyetlerin üreticinin sırtına yüklendiği anlamına gelmekte. Yani bu durum değişmez ise ÜFE-TÜFE makası kapanmaz ise beklenenden çok daha fazla yeni zamların yolda olduğunu söyleyebiliriz. Kurdaki artışlar maliyetleri artıracağından zamların yeni başladığını ve devamının geleceğini düşünmekteyiz. Piyasa beklentilerimize gelince yarın açıklanacak istihdam verilerinde ciddi toparlanma bekliyoruz. Ayrıca hem ücretlerin, hem kişisel tüketim harcamalarının arttığı ve haftalık işsizlik başvurularının 1969’dan bu yana gerilediği bir ortamda artan gıda, enerji ve hammadde fiyatlarını da düşündüğümüzde 10 Aralık’ta açıklanacak ABD enflasyonunun %6,2’yi aşmasını bekliyoruz. Bu durumda Fed 15 Aralık’taki toplantısında gaza basacaktır. Zaten Başkan Powell bu hafta Senatoda Bankacılık Komitesi önünde yaptığı sunumda varlık alımlarının azaltımının hızını artırabiliriz dedi. Bu bağlamda Fed taperingi hızlandıracaktır. Azaltımı 25-30 milyar dolara çıkartmasını ve ayrıca faiz beklentilerini ön plana çekerek 2022’de daha yüksek faizi amaçlayabilir. Bu hem doların küresel bazda değer kazanımına sebep olacaktır hem de ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yükselmesine. Bu artış gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışına sebep olabileceği gibi yurt dışı borçlanmalarını da sınırlayabilir. BIST 100’de yükseliş eğilimi devam ederken belirleyici seviyemiz 1834 olacaktır. 1834’ün üzerinde kaldığımız sürece alış eğilimi devam edebilir. Bu seviyenin altında ise satışlar hız kazanabilir. Kur tarafında ise doların küresel bazda değer kazanmaya başlaması yani DXY’nin 93,44’ü kırarak yükseliş başlatması ve yurtiçinde faizlerin indirilmesinin ardından dolara olan talebin artması yılsonuna kadar yeni tarihi zirve rakamları göreceğimize işaret ediyor. Özellikle hem içerde enflasyonun reel faiz getirilerini düşürmesi hem de ABD 10 yıllık tahvil faizinde beklediğimiz yükseliş Usd/Try’de kısa vadede yükselişin henüz bitmediğine işaret ediyor.



16 görüntüleme0 yorum

Comentarios


bottom of page