Ekonomistlere göre Fed varlık alımlarını Kasım’da azaltmaya başlayacak
Kasım’da azaltmaya başlayacak Bloomberg’in ekonomistlere dayandırdığı anketine göre, Fed politika yapıcılarının bu hafta, enflasyona ilişkin endişelerin arttığı bir ortamda, yoğun varlık alım programını daraltmaya başlayacaklarını duyurması bekleniyor. Ankete katılan 49 ekonomistin çoğunluğu, ABD merkez bankasının Kasım ayında varlık alımlarını azaltmaya başlayacağı ve bu süreci 2022 yılının ortasında tamamlayacağı tahmininde bulundu. Fed’in halihazırda aylık toplam 120 milyar dolar olan varlık alımlarını, Hazine tahvillerinde 10 milyar dolar ve mortgage bazlı menkul kıymetlerde 5 milyar dolar azaltma kararı alması bekleniyor. Ankete katılanlar, faiz artırımlarının 2022 yılında ya da 2023 yılı başlarında başlayacağı konusunda neredeyse yarı yarıya bölünmüş durumda. Katılanların çok az farkla çoğunluğu, faizlerin 2023 yılının başlarında artırılmaya başlanmasını beklerken, bu artırımlar sonucu gösterge faizin 2024 yılının sonunda yüzde 1,75 seviyesine ulaşmasını öngörüyor. Bu, Eylül ayında düzenlenen anketteki seviyenin çeyrek puan üzerinde. 2013'teki varlık alımı azaltımında ne olmuştu? 2008 finansal krizi tüm dünyada etkisini hissettirirken merkez bankalarının, ağır resesyondan kaçınmak ve finans piyasalarını yeniden normal işleyişine kavuşturmak amacıyla, krize ilk tepkileri politika faizlerini sıfır seviyesine çekmek ya da yaklaştırmak olmuştu. Bazı faizler ilerleyen dönemlerde eksiye bile geçmişti. Bunun da sorunu çözemediği görülünce, olağan dışı yöntemler gündeme gelmişti. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, Japonya ve Avrupa merkez bankaları varlık alımları yoluyla ekonomiyi canlandırmaya ve deflasyon sarmalından kaçınmaya çalışmışlardı. Olağan dışı tedbirlere en iyi örnek, bilançosunun yaklaşık dört kat büyümesine neden olan Fed'in tahvil alım programlarıydı. Krizi önlemek için alınan tedbirler sonucu, özellikle 2010 yılından sonra, fonlar, güçlü büyüme gösteren ve daha iyi getiri imkanları sağlayan gelişen piyasalara akmaya başlamıştı. Gelişen piyasalara yönelen bu fonlar bazı ülkeler üzerinde konsantre oldu ve net sermaye akışının yüzde 90'ı Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Peru, Polonya ve Türkiye'ye yönelmişti. 2013 yılının ilkbaharında ABD ekonomisinin güçlendiğine ilişkin işaretler gelmesi, dönemin Fed Başkanı Ben S. Bernanke'nin 22 Mayıs 2013'te Kongre'de yaptığı konuşmada, yılın ilerleyen dönemlerinde, varlık alımlarının hızında yavaşlamaya gidilebileceğini söylemeye yöneltmişti. Bernanke'nin bu açıklamasını 19 Haziran'daki basın toplantısında da tekrarlaması ile birlikte, uzun vadeli ABD tahvil faizleri hızlı bir yükseliş gösterirken, dolar diğer para birimleri ve özellikle gelişen ülke paraları karşısında güçlenmişti. 2013 yılının yaz dönemindeki bu sert hareketlere, varlık alımlarının azaltılmasının yarattığı öfke anlamına gelen "taper tantrum" dend